Son günlerde yazılıp çizilen neşeli dindar kızlar, mutsuz delikanlılar konusunda epeyce bir gündem oluştu. Kimisine göre dindar kızlar modern hayata aktif katılımda dünyayı kurtaran kahraman ilan edilirken kimi de islamcı delikanlılara bolca gaz verdi.
Son günlerde yazılıp çizilen neşeli dindar kızlar, mutsuz delikanlılar konusunda epeyce bir gündem oluştu. Kimisine göre dindar kızlar modern hayata aktif katılımda dünyayı kurtaran kahraman ilan edilirken kimi de islamcı delikanlılara bolca gaz verdi.
Yani gençlik modern hayata uyum ve kendini geliştirme noktasında baya bir yol katetmiş belli, bu güzel ama; hedefler ve gelinen nokta itibariyle ahlaki değerler ve kültürel benligimiz muhafaza edilebilmiş mi?
Kariyer ve diploma peşinde koşarken , modern çağa ayak uydururken edep çizgisinde kalınabilmiş mi? Bu soruların yanıtları ve kapsamı üzerinde de biraz kafa yormak gerek bence...
Ben biraz dindar kızların edebi konusunda pencere aralamak istiyorum. Dindar gençliğin özellikle genç kızların süsü olan edep konusunu da gündeme taşıyalım istedim...
Kızlarımızın kendini yetiştirme husunda maşallahı var hakikaten...
Eğitim hayatında son derece titiz davranıyor, lisans üstüne lisans tamamlayor, o seminer senin bu seminer benim bilgi depolıyor özgürce teknolojinin imkanlarından faydalanıyorlar hırsla kendilerini yeniliyorlar. Buraya kadar güzel de tüm bunları yaparken, şu egolar fazla mı tavan yapıyor ne?
Bu özgürlükçü ruh, bazen dindar dediğimiz kızlarımızı ne yazık ki edeb çizgisinden uzaklaştırabiliyor. Bu arada, dindarlık kavramı da ayrı bir mesele, yörüngesinden çıkmış durumda. Herkes kendini dindar olarak lanse ediyor ama dini kimliğin içini doldurabiliyor mu? Orası çok düşündürücü...
Son zamanlarda, kendini muhafaza eden kızlarımızı tenzih ederek söylüyorum fakat şu meşhur kafe sohbetleri, sosyal medya paylaşımları edepten uzaklaşan argo terimlerle ve hatta küfürlerle çalkalanan şirazesinden çıkmış boş geyikler...
Kariyer ve özgürlükler bunu mazur görür mü? Modern hayata tutunma çabası, böyle hafif meşrep laubali konuşmalara cevaz verir mi? Sorgulamak lazım...
Hayatı hızlı yaşayıp, hızlı da tüketen gençlerimiz; değerlerimizi de har vurup harman savuruyorlar. Hele de fikir ve görüşlerine aykırı konularda onca kitap yalamış, kütüphane tozu yutmuş o neşeli dindar kızlarımız, mahalle ağzının en alasını söyleyip racon kesmede delikanlıları sollar duruma gelivermişler bile...
Dinihaberler.com'a gelen, ifade etmekde zorlandığım belden aşağı küfür ve hakaretler, şahit olduğumuz bu sevimsiz manzara doğrusu çok üzüntü verici. Hedef kitlesi dindar okurlar olan siteye, islami kimlikli dindar ağızların yaptığı bu sokak ağzı zaman zaman herkesime zor anlar yaşatıyor.
Burdan bir genelleme yapmıyorum dindar, edepli hanım hanımcık fikrini usul-ü edeple ifade eden kızlarımızı tekrar tenzih ediyorum. Bununla birlikte, bu edeb fakiri bir kısım topluluğun bütün dindar kızları zan altında bırakacağını ve olumsuz örnek teşkil edeceğini de belirtmek zorundayım.
Başörtülü bazı dindar kızlarımız, özgürlük anlayışındaki açılımı öyle genişletmiş ki inatla her ortma girmeye yemin etmiş sanki...
Çılgınca eğlenilen dev konserlerde yüzlerce erkeğin arasında nahoş kareler her ortama rahatça uyum sağlamada meydan okur nitelikte. Bu sevimsiz kareler de maalesef çoğalmaya başladı.
Modern hayata ayak uydururken tesettürden mahremiyetten verilen tavizler, cüretkar hareketler; yozlaşan ve hep ötelenen değerler eğitiminin eksikliğinin geri dönüşümü olarak karşımıza çıkıyor.
A-Sosyal olmayalım derken sosyalleşmede tavan mı yaptık ne? Bu işin de cılkı çıktı tabiri caizsse... Zira sosyal medyada paylaşılan capsler, intagramlar, facebook paylaşımlarına yapılan yorumlar seviyeyi iyice düşürdü.
Yine sosyal medyada paylaşılan başındaki aksesuar şalıyla dansçılara taş çıkaran kızların düğün görüntüleri de her an karşımıza çıkabiliyor.
O, şallı, neşeli, ismi dindar kızlar, yansıttıkları yeni profilleriyle, her fırsatta islami kesimle uğraşıp onları madara etmek isteyen entellektüel eleştirmenlere malzeme sıkıntısı yaşatmıyor.
Bilgi ve iletişim çağında teknolojinin nimetlerini hoyratca kullanmak, hazırcı kolaycı gençlik anlayışı ile dünyayı kurtarma gayreti de anlamsızlaşıyor.
Gençliğimize empoze edilen "Sen herşeyin en iyisine layıksın", " Sen çok özelsin kendine iyi bak" gibi öğretilerin, kişisel gelişim ve yaşam koçu piyasasıyla desteklenmesi sonucu oluşan egoist algının, kültürel değerlerimizle çatışması dindar genç kızlarımızın da zihinini bulandırıyor.
Çalışan, üreten çağdaş hayatta söz sahibi olmak isteyen kızlarımız bilinç altındaki eksik etek kavramını yok edebilmek için savaş açmış, sürrealist bir gayretle hassas bünyesinin üzerine haddinden fazla yük bindirerek kendini heder eder hale getirmişler de haberleri yok...
Bir yandan doktora yaparken bir yandan kitap yazan, siyasete de el atan, diğer yandan işini sürdürenler artık tek koltuğa birden fazla karpuz sığdırma telaşı ile fazlaca bi özgüven patlamasından başları dönüyor. On parmağında on marifet olacak ya illa...
Ha bir de eğitim düzeyleri yükseldikçe, diploma sayıları arttıkça eş de beğenemiyorlar. Yaşları epeyce ilerleyen bekar kızların sayısı da iyce artıyor...
Bir de bunlara modern ve şık giyim eklenince alışverişte -kazanıyorum istediğim gibi de harcarım- anlayışıyla güzel olma, etkileyici olma adına duru ve sade güzellikle birlikte saflıkta kayboluyor.
Özgüvenin doruk noktasında gezinirken de nezaketten uzak edebi ahlak çizgiden uzak işte böyle bir dindar nesil tehlikesi çıkıveriyor karşımıza.
Evet, dindar kızlarımız okusunlar ilim ve irfan noktasında daha iyiye daha güzele yol alsınlar, müslümanların dertleriyle dertlensinler, fikirlerini rahatça ifade etsinler, insanlığa faydalı bireyler olsunlar...
Ama ne olurlarsa olsunlar, isimlerinin önüne her ne kadar ünvan eklerlerse eklensinler o neşeli aktif dindar kızlarımız, islamın onlara kattığı zerafeti, iffeti, edebi ve hayayı asla yitirmesinler...
"Gezdim Halep ile Şam'ı
Eyledim ilmi talep
Meğer ilim bir hiç imiş
İlla edep, illa edep."
Diyen Yunus Emre'nin mesajı hala taze ve sıcaklığını koruyor. İlimle birlikte; edep ve hayayı da muhafaza eden şuurlu dindar gençlik dileklerimle...
dinihaberler.comYasemin Çatı